Özellikle köklü kuruluşlar için, dijital dönüşüm yolculuğunun ilk adımı, yeni teknolojileri ve teknik yaklaşımları benimsemeye ve muhtemelen mevcut teknik borcun kaldırılmasına odaklanacaktır. Bu, genellikle iş yüklerinin buluta taşınmasını ve eski teknolojilerin modernleştirilmesini içerir. Bu büyük ölçüde teknoloji odaklı bir çaba olsa da mevcut BT yeteneklerinde ve işletme modellerinde değişiklikler yapılmasını da gerektirir. Buluta geçiş yapan kuruluşların, sahip olma maliyetinin düşürülmesi, BT personelinin verimliliğinin ve operasyonel esnekliğin artması ve daha yüksek teknik çeviklik gibi çabalarının geri dönüşünü neredeyse anında görmeleri muhtemeldir. AWS müşterileri üzerinde yapılan son araştırmalar, beş yıl içinde işletme maliyetlerinin %50 daha düşük olduğunu, BT altyapısının %47 daha verimli yönetildiğini, yılda iki kattan fazla özellik sunulduğunu, planlanmamış kesinti sürelerinde %69 azalma olduğunu ve yılda %45 daha az güvenlik olayı yaşandığını ortaya koydu.

Örneğin, kritik öneme sahip uygulamalarının çoğunu ve yaklaşık 20 yıllık verilerini şirket içi veri merkezlerinden buluta taşıyan seyahat şirketi Expedia Group, satıcı ödemelerini hızlandırdı, milyonlarca dolar tasarruf etti ve her ay yüz milyonlarca web sitesi ziyaretçisini karşılayacak şekilde ölçeklendirme yapmayı başardı. Küresel medya şirketi Discovery; yayın, kablo ve uydu kanallarına içerik yayınlamak için kullanılan şirket içi veri merkezlerini kullanımdan kaldırarak maliyetleri düşürmek, güvenilirliği artırmak ve kanalları dağıtma kabiliyetlerini hızlandırmak için bunları buluta taşıdı. GE Aviation ise, geliştirme ve üretim ortamlarını buluta taşıyarak, şirket içi kurulumlarında mümkün olmayan iki ortam arasında veri paylaşımının yeni yollarını mümkün kıldı. GE bu süreçte güvenlik ve uyumluluğu göz önünde bulundurarak inovasyonu hızlandırdı ve BT ekiplerinin odağını BT taktiklerinden değer yaratmaya kaydırdı.

Doğru teknik platform sağlandığında, daha veri odaklı hale gelme çabasıyla kuruluşun işletme modelini optimize etmeye odaklanılır. Veriler, kuruluşların riski en aza indirirken stratejik yönleri hızlı şekilde doğrulamasına ve daha iyi karar alma ve iş sonuçlarını tahmin etme kabiliyeti sayesinde, sundukları yeniliklerin pazara daha hızlı şekilde sunulmasına yardımcı olur. İşletme modellerindeki değişiklikler, eyleme dönüştürülebilir öngörüler elde etmek ve müşteri deneyimini iyileştirmek için yeni veri ve analiz platformlarının kullanılmasını veya iş süreçlerini otomatikleştirmek için makine öğreniminin kullanılmasını içerebilir. Dönüşümün bu yönünün, kurumsal çaptaki değişiklikleri içerdiği için teknolojik dönüşümden daha karmaşık olması muhtemeldir. Bununla birlikte, operasyonel verimliliğin, etkinliğin ve çevikliğin artmasıyla ortaya çıkan faydalar, büyük olasılıkla olağanüstü iş sonuçlarına yol açacaktır. AWS müşterileri, uygulama geliştirme ekiplerinin %35 daha üretken olduğunu ve inovasyona ayrılan zamanın %29 arttığını fark ettiler.
 
Teknolojik dönüşümün operasyonel değişiklikleri nasıl mümkün kıldığına dair çarpıcı bir örnek olarak, United Airlines, kuruluş verilerini gerçek zamanlı olarak toplayıp analiz ederek, IoT sensörlerini ve makine öğrenimini kullanarak yer hizmetleri operasyonlarının verimliliğini artırmak için "akıllı havalimanı" oluşturabileceğini fark etti. Bu operasyonlar arasında yiyecek servisi, yakıt ikmali ve kapı hazırlığı, bagaj takibi ve rotası ve uçtan uca müşteri yolculuğu yer alıyor. Yeni operasyon modelleri şirkete 120 milyon USD ve 1,3 milyon iş saati tasarruf sağladı ve emisyonları %7 oranında azalttı. Volkswagen Group, otomotiv üretim ve lojistik süreçlerini dönüştürmek, IoT yeteneklerini ve makine öğrenimini kullanarak 120 fabrika sahasındaki sistemleri birbirine bağlamak amacıyla işletim modellerinde köklü değişiklikler yaptı ve üretkenlikte %30 artış ve daha yüksek verimlilikle tedarik zincirinde 1 milyar EUR tasarruf sağladı.

Dijital dönüşümün dikkate alınması gereken üçüncü yönü stratejik dönüşüm, yani iş modellerini yeniden icat etmektir. İş modelinin yeniden keşfi, kuruluşların müşteri değerini nasıl yarattığını ve ortaya çıkan kârları nasıl elde edeceğini yeniden değerlendirmeyi içerir. Mevcut iş modelleri tehdit altında olan veya sürdürülemez hale gelen kuruluşlar için bu, yeni pazarlara veya sektörlere girmek için dijital teknolojileri kullanmayı içerebilir. Tehdit altında olmayanlar için, daha fazla müşteri değeri yaratmak ve farklılaşmayı, rekabet avantajını ve uzun vadeli değeri artırırken müşteri etkileşimini derinleştiren yeni ürünler ve çözümler geliştirmek için iş modelleri hâlâ geliştirilebilir. Bu değişikliklerin yeni veya geliştirilmiş iş yetenekleri gerektirmesi muhtemeldir ve bu da daha fazla operasyonel ve teknolojik dönüşüme olan ihtiyacı artırır.

Tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımları üreticisi Autodesk, teknolojik ve operasyonel evrimiyle tamamen yeni iş kollarını hayata geçirdi. Buluta geçiş, Autodesk'in yüksek erişilebilirlik ve düzenli güncellemeler ve yeni özellikler yayınlama yeteneğiyle yazılımlarını abonelik tabanlı bir hizmet olarak sunmasını sağladı. Zamanla Autodesk, bulutun müşterilerinin çalışmalarını geliştirmedeki gücünü fark etti ve tasarımcıların binlerce üretken tasarım seçeneğini düzenlemesine ve sıralamasına yardımcı olan bir özellik ve modelleri görsel benzerliğe göre tanımaya yardımcı olabilen bir başka özellik de dahil olmak üzere makine öğrenimi modellerini kullanarak yeni yetenekler geliştirdi. Finansal hizmetler firması Goldman Sachs da buluttan yararlanarak tamamen yeni iş kolları yarattı. Bunlar arasında 110 milyar USD'lik perakende mevduata sahip bir tüketici bankacılığı işletmesi, bulut temelli bir işlem bankacılığı platformu ve finansal kurumlar için bulut temelli bir veri ve analiz çözümleri paketi olan Goldman Sachs Financial Cloud for Data yer alıyor.